Bediüzzaman Said Nursi, 58. vefat yıldönümünde Üsküdar Üniversitesi Çağın Vicdanı Kulübü’nün düzenlediği programda anıldı.

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda düzenlenen “Bediüzzaman’ın Eğitim Metodu; İlim ve Din Birlikteliği” başlıklı panele Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı İdris Güllüce de katıldı. Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatının anlatıldığı video gösterimi ile başlayan panelde Üsküdar Üniversitesi öğrencisi Ürdünlü Muaz Röbehat, Kur’an-ı Kerim tilavetini gerçekleştirdi.



Prof. Dr. Mehmet Zelka: “Bediüzzaman din ve fen bilimlerinin bir arada ele alınmasını istemiş”

Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zelka, programın açılış konuşmasında Bediüzzaman Said Nursi’yi üniversite olarak her yıl mutat şeklinde belli bir konuyu ana tema olmak suretiyle ele alarak andıklarını belirterek “Panelistlerimizin kaytkılarıyla daha iyi anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Eserleri incelendiğinde her konuda çeşitli görüşlere yer verildiğini, o görüşlere yer vermesinin yanı sıra mevcut problemlere öneriler getirdiğini müşaade etmekteyiz. Bu görüş ve öneriler sosyal hayatla ilgili, iktisadi hayatla ilgili, toplumun alakadar olduğu hemen hemen her alanda sosyal hayat dahil eğitim konuları dahil yer vermekte. Bugünkü bu panelimizde eğitim temasını incelemek istedik ve bu konuda özellikle din ve ilim birlikteliğini açıklamaya çalışacağız” diye konuştu.

Eğitim meselesinin bir memleketin olmazsa olmaz ele alınması öncelikli olan temel maddelerinden biri olduğunu ifade eden Zelka, “Osmanlı’nın son zamanlarına baktığımızda maalesef eğitim müessesesinin yapısının biraz bozulduğunu, medreselerde sadece dil ilimlerinin ele alındığını, tabii ki fen bilimlerinden uzak kalmanın sıkıntılarının ortaya çıktığını müşahade etmekteyiz. Bediüzzaman Hazretleri, buna karşılık olarak din ilimleri ile fen bilimlerinin bir arada alınması suretiyle bu hakikatin tecelli edeceğini özellikle vurgulamış ve her iki ilmin tedris edilebileceği üniversitelerin kurulması için kendi ifadeleri ile 55 yıllık hayatını buna inşa etmeye çalışmıştır” diye konuştu. Prof. Dr. Zelka, Nursi’nin eserlerinin 50’ye yakın ülkede farklı dillere çevrildiğini ve 190 ülkede okutulduğunu ancak bu çalışmaların yeterli olmadığını, çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini söyledi.



İdris Güllüce: “Vakıf malları iade edilmeli”

Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı İdris Güllüce vakıflara ait malların iadesi konusunda çalışmaların yapılması gerektiğini belirterek “Anadolu’nun tamamı vakıfken her taraf vakıf eserleriyken yağmalanmış. Bu vakıfların yeniden sahiplenilmesiyle ilgili Türkiye’de tarihine, köküne, inancına bağlı herkesin bu davayı da şimdiden sahiplenmesi, takip etmesi ve tekrar iade edilmesiyle ilgili gayret göstermesi lazım. Nasıl ekalliyetin malları iade edildiyse benim satılan vakıflarımın da tekrar bana iade edilmesi lazım. Sattık 4 el değiştirdi, 5 el değiştirdi. Diğerlerine nasıl çare bulunduysa bunun da mutlaka çaresinin bulunması lazım. Kızıl Elma’nın hedeflerinden bir tanesi de yok edilen vakıfların tekrar iade edilmesi, ihya edilmesi ve inşa edilmesi olmalıdır. Kalbimizin derinlerine çakacağız bunu. Genç kuşak özellikle sizlere söylüyorum; bu bir milli dava haline gelmelidir” dedi.

Eski Bakan Güllüce, inancın önünün kesilmesinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirterek “Anadolu’nun bugün bir beka sorunu var. Bu ülke kaç tane Haçlı seferi gördü, daha ne kadar görecek belli değil. Burada sen olmayacaksın diyen bir Haçlı dünyası var” diye konuştu.
Güllüce Bediüzzaman’ın ileri görüşlü olduğunu da belirterek “Fransız ihtilalinden sonra dünyanın sekülerleşeceğini, Tanrı tanımaz Allah tanımaz bir akımın hızla dünyaya yayılacağını fark ettikten sonra çabasının gayretinin bugün meyvelerini görüyoruz” dedi.

Hayatı nasıl okumalıyız?

Moderatörlüğünü Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Av. Mehmet Said Kılıç’ın gerçekleştirdiği panelde konuşan Prof. Dr. Faris Kaya, “Hayatı nasıl okumalıyız?” başlıklı konuşmasında teknolojideki gelişmelere karşın manevi bağların koptuğuna dikkat çekti. Aydınlanmanın etkilerinden bilimsel materyalizmin doğuşuna kadar tarihsel olaylara değinen Prof. Dr. Faris Kaya, “sorgulayan insan”dan bahsetti. Tefekkür noktalarından örnekler veren Prof. Dr. Faris Kaya, doğadaki olaylara da değinerek kainatın yaratılışının tesadüfi olmadığını söyledi.

Prof. Dr. Açıkgenç, Mana-yı Harf açısından bakışı ele aldı

Prof. Dr. Alpaslan Açıkgenç de “Günümüz Bilim Anlayışına Mana-yı Harfi Açısından Bir Bakış” başlıklı konuşmasında Batı ve İslam dünyasından bilim felsefecilerinden örnekler verdiği konuşmasında bilimdeki dogmalara değindi. Batı’daki bilimin temellerinin İslam dünyasından alındığını belirten Prof. Dr. Açıkgenç, “İslam medeniyetinde muazzam bilgi faaliyetleri başlıyor Kuran sayesinde, Peygamber efendimizin teşvikleri sayesinde o bilgi faaliyetleri gelişe gelişe bütün topluma yayılıyor ve muazzam bir bilgi geleneğine yol açıyor. Bu bilgi geleneğindeki bilgi birikimini müslümanlardan alıp yöntem, usül vs. Hepsi bizim tarihimizde var. Bunları geliştirerek her bir bilimi tek tek tesis ediyorlar” diye konuştu.

Prof. Dr. Adem Ölmez: “Bediüzzaman dini ilimlerle dünyevi ilimlerin kaynaştığı bir eğitim sevdasıyla yaşamış”

Prof. Dr. Adem Ölmez de “Osmanlı’da Medreseler” başlıklı konuşmasında Osmanlı’dan bu yana din bilim ilişkisinin eğitim alanında nasıl ele alındığına değindi. Prof. Dr. Ölmez, “Bediüzzaman Şark Üniversitesinin yani Erzurum Üniversitesinin kuruluşunda çok mutlu oluyor, tebrikler gönderiyor ve  dini ilimlerle dünyevi ilimlerin kaynaştığı bir eğitim kurumu ve sevdası  idealiyle hayatı boyunca yaşıyor” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Televizyonundan da canlı verilen program, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zelka’nın katılımcılara hediyelerini takdim etmesi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.