“Medeniyet toplumun maddi ve manevi varlıklarını ifade eder”

Emekli General Adnan Tanrıverdi, medeniyetin tanımını yaparak; “Medeniyet, bir ülke veya toplumun veya canlı türlerinin maddi ve manevi varlıklarının düşünce, sanat, bilim ve teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Medeniyet dediğimiz zaman genelde anlaşılan mesele ilahi dinlere inanan medeniyetlerin ortaya koyduğu medeniyetler bir de inançsız insan topluluklarının medeniyetleri diye ayırabiliriz.” Dedi.

“Modern devlet ve Peygamberin devlet anlayışını inceledik”

Kurul oluştururken modern devlet anlayışı ve peygamber efendimizin devlet anlayışını birlikte değerlendirilmesinin düşünüldüğünü söyleyen Tanrıverdi; “Kurulları oluştururken bir irade altında toplanması için bu iradenin hangi alanlarda faaliyet yapması gerektiğini düşündük. Bunu düşündüğümüz zaman bugünkü modern devlet anlayışı ve Peygamber efendimizin Medine’ye hicretinden sonra orada devletin kuruluşunu inceledik. Peygamber efendimizin Medine’ye hicretinden sonra yaptığı ilk iş Medine’de ki kişilerle kişiler ve yönetim arasındaki anlaşmazlıkları çözmek üzere bir sistem ortaya koyuyor. Yani bir devletin merkezden yönetilmesi gereken birinci faaliyet alanı adaletin merkezden yönetilmesidir. Ondan sonra Medine’nin içerisinde asayişi temin etmek üzere iç güvenlik oluşturuyor. İç işleri de merkezden yönetilmesi gereken bir faaliyet alanı. Üçüncü olarak Medine’ye dışarıdan gelecek kötü durumları bertaraf etmek üzere keşif kolları oluşturarak Medine’nin dışına gönderiyor. Bunu da dışa karşı savunma gücü olarak değerlendirmek lazım.” Şeklinde konuştu.

“Savunma sanayi üretiminin İslam ülkelerinde aynı merkezden üretilmesi lazım”

Adnan Tanrıverdi “Adalet, içişleri, iç güvenlik, dışa karşı savunma, savunma için savunma sanayi üretiminin özellikle İslam ülkelerinin de merkezden yürütülmesi lazım. Ayrıca dışişlerinin de merkezden yürütülmesi gerekiyor. Bu faaliyet alanlarını düşünerek özellikle araştırma kurullarının birincisini mevzuatı inceleme kurulu olarak kurduk. Bunun içine bir de altmış bir İslam ülkesinin birbiriyle ekonomik işbirliği yapması için ekonomiyi de merkezden yürütülmesi gereken faaliyetler arasına koyduk.” Dedi.

“İslam coğrafyasının adalet sisteminin inşasına imkân verilebilir

“Bir savunma tabi ki bugünkü teknolojinin gelişmesi nedeniyle savunma sanayii başlı başına yönetim birimi olarak ortaya çıkması gerektiği kanaatiyle savunmayı ikiye böldük. Savunma organizasyonu ve savunma sanayi organizasyonu olarak ikiye ayırdık. İslam dünyasının layık olduğu ekonomik güce kavuşmasını sağlayacak İslam iktisadına dayalı İslam ülkeleri ekonomik işbirliği sisteminin hayata geçirilmesi harp, silah ve teçhizatlarının bağımlılıktan kurtulmasını sağlayacak savunma sanayii üretiminin sağlanmasına, ortak savunma sisteminin organize edilmesine, iç güvenlik ve dış politikanın bir merkezden yürütülmesine, dünyanın ve İslam coğrafyasının adalet sisteminin inşa edilmesine imkân verecektir.” İfadelerini kullandı.